Aort Yırtılması Sadece Yaşlıların Sorunu Değil
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ertuğrul Okuyan, aort yırtılmasının yalnızca ileri yaştakileri değil, 20’li yaşlardaki genç bireyleri de etkileyebileceğini vurguladı. “Marfan sendromu gibi genetik bağ dokusu hastalıkları ‘ince damarlı’ gençlerde ani damar yırtılmalarına neden olabiliyor. Şiddetli göğüs veya sırt ağrısıyla gelen bu ölümcül tablo, erken fark edilmezse hayatı tehdit edebilir. Aile öyküsü varsa kardiyolojik kontroller ihmal edilmemeli ” dedi.
Aort Diseksiyonunun Mekanizması
Aortun yapısı, aort diseksiyonunun nedenleri, risk faktörleri ve ameliyat sonrası iyileşme süreci hakkında bilgi veren Prof. Dr. Okuyan, şöyle konuştu: “Aort diseksiyonu, kalpten çıkan ve temiz kanı beyne, organlara ve en uç noktalara taşıyan vücudun en büyük damarı olan aortun yırtılmasıyla oluşuyor. Genellikle ileri yaşlarla ilişkilendirilse de bu ölümcül durum, 20’li yaşlardaki gençlerde de görülebiliyor.”
Gençlerde Diseksiyon Riski
“Diseksiyon İhtimalini Göz Ardı Etmiyoruz” Ailede damar hastalığı öyküsü olan gençlerin, erken tanı ve düzenli kardiyolojik takip konusunda bilinçli olması gerektiğini belirten Prof. Okuyan, şunları söyledi: “Aort diseksiyonu yalnızca yaşlı hastaların problemi değil. Genç yaşlarda da genetik yatkınlıklar veya tanı konmamış bağ dokusu hastalıkları nedeniyle ortaya çıkabiliyor. Genç bir hastamız, ani başlayan göğüs ya da sırt ağrısıyla başvurduğunda, diseksiyon ihtimalini göz ardı etmiyoruz. Çünkü bu tür vakalarda erken müdahale hayat kurtarıcıdır. Ayrıca aort diseksiyonunun tanısından cerrahi süreçlere kadar olan tüm aşamaların multidisipliner takip gerektirdiğini ve genç bireylerde bu sürecin hem fiziksel hem psikolojik olarak dikkatle yönetilmesi gerekiyor.“
Aort Hasarının Etkileri
“Aort Hasarı Tüm Sistemi Etkileyebilir” Aortun, sol karıncığın çıkış noktasından başlayarak kalbi besleyen damarları verdiğini ve ardından beyin, iç organlar ve bacaklara kadar uzandığını belirten Prof. Dr. Okuyan, şunları kaydetti: “Aort damarı, vücudun her noktasına kan taşıyan bir ana yol gibidir. Kalpten çıkan bu damar, ilk olarak kalbi besleyen koroner damarları verir, ardından beynin sağ ve sol taraflarını, omuriliği, iç organları ve bacakları besleyen çok sayıda dala ayrılır. Bu nedenle herhangi bir hasarı tüm sistemi etkileyebilir.“
Diseksiyonun Sebepleri
“Aort Diseksiyonu, Damar Duvarının Zayıflaması Sonucu Oluşur” Aort damarının üç tabakadan oluştuğunu belirten Prof. Dr. Okuyan, bu tabakalardan birinin yırtılmasıyla kanın diğer tabakalar arasına dolduğunu ve diseksiyonun bu şekilde geliştiğini ifade ederek, şöyle konuştu: “Aort diseksiyonu, genellikle damar duvarının zayıflaması sonucu oluşur. Bu zayıflamanın en sık sebebi ise yıllarca kontrolsüz kalan hipertansiyondur. Sigara kullanımı, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, obezite ve hareketsizlik gibi risk faktörleri de damar yapısını bozar. Ancak en başta gelen tehdit, tedavi edilmeyen yüksek tansiyondur.“
Doğuştan Gelen Riskler
“Doğuştan Gelen Kalp Anomalileri Riski Arttırır” Bazı doğuştan gelen hastalıkların da aort diseksiyonuna neden olabileceğini ifade eden Prof. Dr. Okuyan, “Bağ dokusu hastalıkları, vaskülitler, marfan sendromu gibi genetik geçişli hastalıklar da damarın yapısını zayıflatır. Ayrıca biküspid aort kapağı gibi doğuştan gelen kalp anomalileri, diseksiyon ve genişleme riskini artırır.“
Travma ve Diseksiyon
“Yırtılma Travmayla da Oluşabilir” Diseksiyonun sadece içsel nedenlerle değil, dışsal travmalarla da oluşabileceğini söyleyen Prof. Dr. Okuyan, “Trafik kazaları, yüksekten düşme gibi ciddi travmalar da aort yırtığına neden olabilir. Ancak kendiliğinden gelişen diseksiyonlar genellikle altta yatan başka bir damar zayıflığına işaret eder ” dedi. Aort diseksiyonunun cerrahi müdahale gerektiren ciddi bir durum olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Okuyan, başarılı bir ameliyat sonrası hastaların genellikle 3 ila 6 ay içinde normal yaşamlarına dönebildiklerini belirterek “Ancak iyileşme süreci boyunca hastanın fiziksel bakımı, rehabilitasyonu ve ilaç tedavisine uyumu çok önemlidir. Özellikle tansiyon kontrolü, ikinci bir diseksiyonun önlenmesinde kilit rol oynar. Bu ameliyat, insanın geçirebileceği en ağır operasyonlardan biridir ” diye konuştu.