Humanis‘in organizasyonuyla, Cumhuriyetin 100’üncü yılına özel olarak hazırlanan ve yedi yıl süren çalışmalar sonucunda ortaya çıkan “Karanlıkta Akan Bir Yıldız: Mustafa Kemal Atatürk” sergisi, İzmir ve Ankara’nın ardından İstanbul‘da sanatseverlerle buluştu. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk‘ün az bilinen fotoğrafları, kişisel eşyaları ve döneme ait belgelerin yer aldığı bu özel sergi, 18 Nisan ile 6 Temmuz tarihleri arasında Kadıköy Müze Gazhane‘de ziyaretçilerini bekliyor.
Büyük Liderin İzlerine Yolculuk
Serginin açılış konuşmasında, Mustafa Kemal Atatürk‘ü “ömrünü bağımsızlık mücadelesine adamış, çağdaş Türkiye hayalini gerçekleştirmek için çalışmış büyük bir lider” olarak tanımlayan Humanis Ticari Operasyonlar Genel Müdürü Dr. Yalçın Yaşin, “Atatürk’ün ‘Vatanını en çok seven, görevini en iyi yapandır’ sözünü kendimize ilke edinerek ülkemizi daha ileri taşımak için çalışıyoruz. Üzerimize düşen en büyük sorumluluklardan birinin de onu anlamak ve anlatmak olduğuna inanıyoruz” dedi. Dr. Yaşin, serginin ziyaretçilerin Ulu Önderi tüm yönleriyle keşfetmelerine olanak tanıyacağını belirterek “Bu serginin herkesin Atatürk’ü daha yakından hissetmesine ve onun aydınlattığı yolda ilham bulmasına vesile olmasını diliyoruz” ifadesiyle konuşmasını tamamladı.
Serginin Hazırlık Süreci 7 Yıl Sürdü
Küratörlüğünü Özdemir Erdem, proje direktörlüğünü ise Fahri Özdemir‘in üstlendiği ve 7 yıllık titiz bir çalışmanın ürünü olan sergi, 476 eser ve 250’nin üzerinde benzersiz fotoğrafla, 1907’den 1938’e kadar uzanan Atatürk’ün liderlik yolculuğunu gözler önüne seriyor. Serginin en çarpıcı unsurlarından biri de Atatürk’ün sağlık geçmişine ışık tutan objeler. Defalarca elektrokardiyografi (EKG) çektirdiği cihaz, kullandığı tansiyon aleti, kişisel eşyaları ve onun imzasını taşıyan belgeler sergilenen en sıra dışı parçalar arasında yer alıyor.
Sanat Direktörü Fahri Özdemir, serginin sadece bir sanat etkinliği değil, aynı zamanda Atatürk’ün yaşamına, kararlarına ve Cumhuriyet’in temellerine dair bir keşif alanı olduğunu vurgulayarak “Ziyaretçiler burada yalnızca fotoğraflara bakmayacak, her objede Atatürk’ün izlerini ve dönemin ruhunu hissedecek. Amacımız, tarihimizi anlamak ve bugüne ilham vermek” dedi.
“Cumhuriyeti Kuran İnsanlara Vefa Borcumuzu Ödemek Görevimizdi”
Özdemir, “Kendi koleksiyonumu yaklaşık 34-35 yıldır oluşturuyorum. Bu sergi ise 7 yılda hazırlandı. Sergi önce İzmir’de, sonra da Ankara’da açıldı. İstanbul’da ise Humanis’in organizasyonuyla Müze Gazhane’de açıldı. Kendi koleksiyonumla beraber birçok koleksiyondan destek alarak bu sergiyi hazırladık. Bu sergiyi hazırlarken değerli dostum ve büyüğüm Zafer Toprak vardı. Cumhuriyet tarihçisi olarak çok önemli bir insandı. Onunla beraber yola çıkmıştık fakat kendisini 2 yıl önce kaybettik. Biz sergiyi kurarken hem cumhuriyeti anlatalım hem de Atatürk’ü anlatalım istedik ama merkeze Atatürk’ü koyduk. Atatürk’le beraber aynı zamanda cumhuriyeti, bu ülkenin nasıl oluştuğunu, ne gibi badireler atlattığını da anlatmak istedik. Çıkış yolumuz bu olduğu için cumhuriyetin 100’üncü yılına da Nazım Hikmet‘in bir dizesiyle merhaba demek istedik. Burada bizim için önemli olan bir ülkenin oluşumunda ödenen bedellerdir. Bu ülke ve cumhuriyet bu kadar kolay oluşmamış. Biraz bunu anlatmak ve cumhuriyeti kuran insanlara da aslında bir vefa borcunu ödemek bizim görevimizdi, bunu yapmaya çalıştık.” dedi.
Sergide Atatürk’ün sigara tabakalarından içtiği sigaraya kadar, yazışmaları ve imzalı fotoğrafları olmak üzere çok sayıda eser olduğunu söyleyen Özdemir, “Hepsi orijinal bir belge. 1909’dan 1938’e kadar Atatürk’ün birçok yazışmasını, birçok telgrafını, rahatsızlığı dönemindeki tansiyon ölçme aletinden tutun da abajuruna, bastonuna, kravatına kadar birçok özel eşya yer alıyor” dedi.
Doğan Hızlan: Belgeleri Ortaya Koymak Yetmiyor, O Belgeleri Değerlendirebileceksiniz
Gazeteci ve yazar Doğan Hızlan, tarihi iyi anlayabilmek için onun bütün belgelerinin ortaya konulması gerektiğini belirterek, “Belgeleri ortaya koymak yetmiyor, o belgeleri değerlendirebileceksiniz. O belgelerin ardında yatan düşünceyi de öğreneceksiniz. Bu serginin amacı bu. 100’üncü yıl dönümünde Atatürk’ü anarken hiç kuşkusuz bunun siyasi yanı var. Bugüne devam eden politik yanının iz düşümleri var ama kültüre ne yaptı? Onu incelemek gerekiyor. Dünün gidişatını, siyasetini ve kültürünü anlamadan bugünü yorumlamak çok sığ kalır. Zaman değişiyor, kitaplar ve yorumlar var ama dikkatinizi bir şey çekmiştir; bir zamanlar Atatürk için yazılan şiirler vardı, şimdi artık Atatürk için şiirler yazılmıyor. Yazılan şiirler kalıyor” diye konuştu.